≡ Menü

tıkanıklıklar

Günümüz dünyasında pek çok insan çeşitli rahatsızlıklarla mücadele etmektedir. Bu sadece fiziksel hastalıklar için değil, esas olarak zihinsel hastalıklar için de geçerlidir. Şu anda mevcut olan sahte sistem, çok çeşitli rahatsızlıkların gelişimini teşvik edecek şekilde tasarlanmıştır. Elbette günün sonunda yaşadıklarımızdan biz insanlar sorumluyuz ve iyi ya da kötü şans, sevinç ya da üzüntü kendi zihnimizde doğar. Sistem yalnızca, örneğin korkuları yayarak, performans odaklı ve istikrarsız bir yaşam tarzına hapsetmeyi destekler. ...

Yazılarımda da sıklıkla belirttiğim gibi her hastalık sadece kendi zihnimizin, kendi bilinç durumumuzun bir ürünüdür. Sonuçta var olan her şey bilincin bir ifadesi olduğuna ve bunun dışında bilincin yaratıcı gücüne de sahip olduğumuza göre, hastalıkları kendimiz yaratabilir veya hastalıklardan tamamen kurtulabilir/sağlıklı kalabiliriz. Aynı şekilde, hayattaki ilerleyişimizi de kendimiz belirleyebilir, kendi kaderimizi şekillendirebiliriz. ...

Kendi zihnimiz son derece güçlüdür ve devasa bir yaratıcı potansiyele sahiptir. Dolayısıyla kendi gerçekliğimizi yaratmak/değiştirmek/tasarlamaktan öncelikle kendi zihnimiz sorumludur. Bir insanın hayatında ne olursa olsun, gelecekte ne yaşayacak olursa olsun, bu bağlamda her şey onun kendi zihninin yönelimine, kendi zihinsel spektrumunun kalitesine bağlıdır. Bu nedenle sonraki tüm eylemler kendi düşüncelerimizden kaynaklanır. Bir şey hayal ediyorsun, ...

Her insan kendi kendini iyileştirme potansiyeline sahiptir. Kendi başınıza iyileştiremeyeceğiniz hiçbir hastalık veya rahatsızlık yoktur. Aynı şekilde çözülemeyecek tıkanıklıklar da yoktur. Kendi zihnimizin yardımıyla (bilinç ve bilinçaltının karmaşık etkileşimi) kendi gerçekliğimizi yaratırız, kendi düşüncelerimize dayanarak kendimizi gerçekleştirebiliriz, kendi yaşamlarımızın ilerleyişini belirleyebiliriz ve hepsinden önemlisi, gelecekte (veya şu anda) hangi eylemleri yapmak istediğimizi kendimiz seçiyoruz, yani her şey şu anda gerçekleşiyor, işler böyle oluyor, ...

İnançlar genellikle gerçekliğimizin bir parçası veya sözde genel bir gerçeklik olduğunu varsaydığımız içsel inançlar ve görüşlerdir. Bu içsel inançlar çoğu zaman günlük yaşamımızı belirler ve bu bağlamda kendi zihnimizin gücünü sınırlar. Kendi bilinç durumumuzu sürekli olarak bulanıklaştıran çok çeşitli olumsuz inançlar vardır. Bizi bir şekilde felce uğratan, harekete geçemez hale getiren ve aynı zamanda kendi hayatımızın gidişatını olumsuz yönde yönlendiren içsel inançlar. Bu bakımdan kendi inançlarımızın kendi gerçekliğimizde tezahür ettiğini ve yaşamlarımız üzerinde ciddi etkileri olduğunu anlamak önemlidir. ...

İnançlar, bilinçaltımıza derinlemesine yerleşmiş olan ve kendi gerçekliğimizi ve hayatımızın ilerleyişini önemli ölçüde etkileyen içsel inançlardır. Bu bağlamda, kendi zihinsel gelişimimize fayda sağlayan olumlu inançlar olduğu gibi, kendi zihnimizi bloke eden olumsuz inançlar da vardır. Sonuçta “Güzel değilim” gibi olumsuz inançlar kendi titreşim frekansımızı azaltır. Kendi ruhumuza zarar verirler ve gerçek bir gerçekliğin, ruhumuzun temellerine değil, kendi egoist aklımızın temellerine dayanan bir gerçekliğin farkına varılmasını engellerler. ...