≡ Menü

Glaube

İnsanlık şu anda bir yol ayrımında. Kendi gerçek kaynaklarıyla giderek daha fazla uzlaşmaya varan ve bunun sonucunda derin, kutsal varlıklarıyla günden güne daha büyük bir bağlantı kazanan çok sayıda insan var. Ana odak noktası, kişinin kendi varlığının anlamının farkına varmasıdır. Birçoğu, maddi bir görünümden daha fazlası olduklarının farkındadır ...

Her insanın bilinçaltına çok çeşitli inançlar yerleşmiştir. Bu inançların her birinin farklı kökenleri vardır. Bu tür inançlar veya kanaatler/iç gerçekler bir yandan eğitim yoluyla, diğer yandan yaşamda biriktirdiğimiz çeşitli deneyimler yoluyla ortaya çıkar. Ancak kendi inançlarımızın kendi titreşim frekansımız üzerinde muazzam bir etkisi vardır çünkü inançlar kendi gerçekliğimizin bir parçasını oluşturur. Sürekli olarak günlük bilincimize taşınan ve daha sonra bizim tarafımızdan harekete geçirilen düşünce dizileri. Ancak sonuçta olumsuz inançlar kendi mutluluğumuzun gelişimini engeller. Bazı şeylere her zaman olumsuz bir bakış açısıyla bakmamızı sağlarlar ve bu da kendi titreşim frekansımızı azaltır. ...

Son yıllarda sözde kozmik döngünün yeni başlangıcı kolektif bilinç durumunu değiştirdi. O zamandan bu yana (21 Aralık 2012 - Kova Çağı'ndan itibaren) insanlık kendi bilinç durumunun kalıcı bir genişlemesini deneyimledi. Dünya değişiyor ve bu nedenle giderek daha fazla insan kendi kökeniyle ilgileniyor. Yaşamın anlamına, ölümden sonraki hayata, Tanrı'nın varlığına ilişkin sorular giderek daha fazla gündeme geliyor ve yoğun bir şekilde yanıt aranıyor. ...

Olumsuz düşünce ve inançlar günümüz dünyasında yaygındır. Pek çok insan, bu tür kalıcı düşünce kalıplarının kendilerine hakim olmasına izin verir ve böylece kendi mutluluklarını engeller. Çoğu zaman o kadar ileri gider ki, kendi bilinçaltımızda derinlere kök salmış bazı olumsuz inançlar, hayal edebileceğimizden daha fazla zarar verebilir. Bu tür olumsuz düşünce veya inançlar, kendi titreşim frekansımızı kalıcı olarak düşürebildiği gibi, aynı zamanda kendi fiziksel durumumuzu zayıflatabilir, ruhumuza yük getirebilir ve kendi zihinsel/duygusal yeteneklerimizi sınırlayabilir. ...

Yaşam boyunca çok çeşitli düşünce ve inançlar kişinin bilinçaltına entegre olur. Olumlu inançlar vardır, yani yüksek frekansta titreşen, kendi hayatlarımızı zenginleştiren ve etrafımızdakiler için de aynı derecede faydalı olan inançlar. Öte yandan olumsuz inançlar, yani düşük frekansta titreşen, kendi zihinsel yeteneklerimizi sınırlayan ve aynı zamanda dolaylı olarak çevremizdekilere zarar veren inançlar da vardır. Bu bağlamda, bu düşük titreşimli düşünceler/inançlar sadece kendi zihnimizi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda kendi fiziksel durumumuz üzerinde de oldukça kalıcı bir etkiye sahiptir.  ...