≡ Menü

Tüm dünya ya da var olan her şey, giderek daha iyi bilinen bir güç tarafından, aynı zamanda büyük bir ruh olarak da bilinen bir güç tarafından desteklenmektedir. Var olan her şey bu yüce ruhun yalnızca bir ifadesidir. Burada sıklıkla, öncelikle her şeye nüfuz eden, ikinci olarak tüm yaratıcı ifadelere biçim veren ve üçüncü olarak her zaman var olan, devasa, zor kavranabilen bir bilinçten söz edilir. Biz insanlar bu ruhun bir ifadesiyiz ve onun kendi ruhumuz (bilinç ve bilinçaltı etkileşimi) şeklinde ifade edilen kalıcı varlığını kendi gerçekliğimizi tasarlamak/keşfetmek/değiştirmek için kullanırız.

Zihnimizin birbirine bağlılığı

Zihnimizin birbirine bağlılığıBu nedenle biz de insanları bilinçli olarak yaratabilir, düşünceleri gerçekleştirebilir ve hayattaki ileriki yolumuzu kendi ellerimize alabiliriz. Etkilere maruz kalmamıza gerek yok, ancak kendi fikirlerimize tamamen karşılık gelen bir hayat yaratmak için kendi zihinsel yeteneklerimizi kullanabiliriz. Her insan kendine ait bir ruha, bir bilinç durumuna sahip olduğundan ve dolayısıyla maddi/tamamen dünyevi bir varlıktan ziyade zihinsel/ruhsal bir varlık olduğundan, maddi olmayan düzeyde var olan her şeyle de bağlantı halindeyiz. Dolayısıyla ayrılık kendi başına mevcut değildir ama yine de kişinin kendi zihnindeki bir duygu olarak meşrulaştırılabilir, örneğin bu gerçeğin farkında olmadığımızda ve hiçbir şeye ya da hiç kimseye bağlı olmadığımızı varsaydığımızda. Yine de her şeye manevi düzeyde bağlıyız, bu nedenle kendi düşüncelerimiz ve duygularımız da dünyaya akıyor ve diğer insanlar üzerinde etki sahibi oluyor. Aynı şekilde, kendi düşüncelerimiz ve duygularımız da kolektif zihin/bilinç durumu üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir ve onu değiştirir (bunun örneği, Yüzüncü Maymun Etkisi), bunu olumlu, hatta olumsuz yönde yönlendirebilir. Sonuçta bu da biz insanların önemsiz varlıklar olmamamızın bir nedenidir. Tam tersine, biz insanlar çok güçlü varlıklarız ve kendi entelektüel yeteneklerimizle ya da kendi ruhumuzun gücüyle mucizeler yaratabilir, diğer insanların düşünce dünyasını olumlu yönde etkileyebiliriz. Örneğin, insan bir fikre ne kadar çok bağlanırsa, hatta aynı düşünceyi kendi zihninde meşrulaştırdıkça, ona karşılık gelen düşünce o kadar fazla enerji alır, bu da karşılık gelen düşüncenin giderek daha fazla insana ulaşmasını ve dünyada daha güçlü bir şekilde kendini göstermesini sağlar. Bu nedenle büyük akıl, içinde tüm bilgilerin yer aldığı devasa bir bilgi alanına da benzetilebilir.

Her gün düşündüğümüz, hissettiğimiz, inandığımız her şey, her an, her yerde kolektif bilinç durumunu etkiler..!!

Bu nedenle yeni düşünce yok, yeni fikir yok. Örneğin, bir kişi daha önce kimsenin bilmediği bir şeyi düşünüyorsa, bu zihinsel bilgi zaten bu alanda mevcuttu ve ancak manevi bir varlık tarafından yeniden kaydediliyordu. Üstelik insanlar tarafından en sık kaydedilen bilginin de bu gezegende en büyük tezahürü yaşanıyor. Bu nedenle sonuçta kendi inançlarınız ve kanaatleriniz büyük önem taşıyor. İnsanlar olumlu inançları kendi zihinlerinde ne kadar meşrulaştırırsa ve örneğin dünyanın daha iyiye doğru değişeceğini varsayarsa, o zaman bu düşünce, karşılık gelen inançlara ikna olan insan sayısıyla ölçülen kolektif bilinç durumunda kendini gösterecektir. düşünce.

Düşüncelerinize dikkat edin, çünkü onlar kelimelere dönüşürler. Sözlerinize dikkat edin çünkü onlar eyleme dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin çünkü alışkanlık haline gelirler. Alışkanlıklarınıza dikkat edin çünkü onlar sizin karakteriniz haline gelir. Karakterine dikkat et çünkü o senin kaderin olur..!!

Dolayısıyla günün sonunda her zaman kendi manevi gücümüzün farkında olmalı ve kendi düşüncelerimizin dünya üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu anlamalıyız. Günlük olarak düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz kolektif zihni besler ve bu nedenle olumlu inançlar ve inançlar yaratma pratiği yapmalıyız. Bu anlamda sağlıklı, mutlu kalın ve uyum içinde bir hayat yaşayın.

Leave a Comment