≡ Menü
enerji

Yazılarımda defalarca belirttiğim gibi evrenimizin özü, zeminimizi oluşturan ve buna paralel olarak varlığımıza, bilincimize şekil veren şeydir. Tüm yaratılışa, var olan her şeye büyük bir ruh/bilinç hakimdir ve bu manevi yapının bir ifadesidir. Bilinç yine enerjiden oluşur. Var olan her şey zihinsel/ruhsal nitelikte olduğundan, dolayısıyla her şey enerjiden oluşur. Burada ayrıca karşılık gelen frekansta salınan enerjik durumlardan veya enerjiden bahsetmek de hoşlanır. Enerjinin titreşim seviyesi yüksek, hatta düşük olabilir.

Ağır enerjilerin etkileri

Ağır Enerjiler - Işık Enerjileri“Düşük/azalmış” frekans aralıkları söz konusu olduğunda, ağır enerjilerden de bahsetmek hoşlanır. Burada aynı zamanda sözde karanlık enerjilerden de söz edilebilir. Sonuçta ağır enerjiler, öncelikle düşük frekansa sahip, ikinci olarak kendi fiziksel ve psikolojik yapımız üzerinde olumsuz etkiye sahip olan ve üçüncü olarak kendimizi kötü hissetmemizden sorumlu olan enerji halleri anlamına gelir. Ağır enerjiler yani kendi enerji sistemimizi zorlayan enerjiler de genellikle olumsuz düşüncelerin sonucudur. Örneğin, kızgın, nefret dolu, korkan, kıskanç ve hatta kıskanç bir kişiyle tartışıyorsanız, o zaman tüm bu duyguların doğası gereği enerjik olarak düşüktür. Ağır, sıkıntı verici, bazı açılardan felç edici, bizi hasta eden ve kendi refahımızı azaltan bir his veriyorlar. Bu nedenle burada da enerjisel olarak yoğun durumlardan bahsetmek hoşlanır. Sonuç olarak, bu enerjiler aynı zamanda kendi eterik giysilerimizi de kalınlaştırır, çakralarımızın dönüşünü yavaşlatır, kendi enerji akışımızı "yavaşlatır" ve hatta çakra tıkanmalarını tetikleyebilir.

Zihinsel aşırı yük, uzun vadede her zaman kendi vücudumuza aktarılır ve bu da fiziksel sorunlara yol açar..!!

Bu gerçekleştiğinde ilgili fiziksel bölgelere artık yeterli yaşam enerjisi sağlanamaz ve bu durum uzun vadede ciddi hastalıklara yol açabilir. Örneğin kişinin kök çakrasında tıkanıklık varsa bu durum bağırsak bozukluklarına yol açabilir.

Çakralarımızı ruhumuza bağlamak

Çakraların ağ yapısıTabii bunun içine ruhsal sorunlar da giriyor. Örneğin sürekli varoluşsal korkular yaşayan bir kişi, kendi kök çakrasını bloke eder ve bu da bu bölgedeki hastalıkların artmasına neden olur. Sonuçta kişinin kendi ruhunda meşrulaştırdığı varoluşsal korkular da ağır enerjiler olacaktır. Daha sonra kendi zihniniz kalıcı olarak "ağır enerjiler" üretecek ve bu da kendi kök çakranıza/bağırsak bölgenize yük olacaktır. Bu bağlamda her çakra belirli zihinsel çatışmalarla da bağlantılıdır. Örneğin varoluşsal korkular kök çakrayla, tatmin edici olmayan bir cinsel yaşam sakral çakrayla, irade zayıflığı veya kendine güvensizlik solar pleksus çakranın bloke olmasıyla, kişinin kendi ruhunda nefretin kalıcı olarak meşrulaştırılmasıyla ilişkilendirilebilir. Kalp çakrasının kapalı olması, genellikle çok içe dönük olan ve asla fikrini ifade etmeye cesaret edemeyen bir kişinin boğaz çakrasının kapalı olması, tasavvuf, maneviyat + tamamen maddi odaklı düşünme duygusunun eksikliği şeklinde ifade edilir. alın çakrasının tıkanması ve içsel izolasyon hissi, yönelim bozukluğu hissi veya kalıcı bir boşluk hissi (hayatta hiçbir anlam yok) taç çakrayla bağlantılı olacaktır. Tüm bu zihinsel çatışmalar, uzun vadede bizi hasta edecek ağır enerjilerin kalıcı üretim alanları olacaktır. Ağır enerjilerin hissi de çok bunaltıcıdır. Örneğin, sevdiğiniz biriyle kavga ediyorsanız, bu özgürleştirici, ilham verici ve hatta coşkuyla karakterize edilen bir şey değildir; aksine, kendi zihniniz için çok streslidir. Elbette bu noktada şunu da söylemek gerekir ki, tıpkı gölge kısımlar gibi bu enerjilerin de haklılıkları vardır.

Genel olarak, gölge kısımlar ve negatif düşünceler/enerjiler, kendi refahımız için pozitif kısımlar/enerjiler kadar önemlidir. Bu bağlamda her şey aynı zamanda kendi varlığımızın bir parçasıdır, kendi mevcut zihinsel durumumuzu her zaman bize açıklığa kavuşturan yönleridir..!! 

Her zaman kendi eksik manevi + ilahi bağlantımızın farkına varmamızı sağlar ve değerli dersler şeklinde bize hizmet ederler. Ancak bu enerjiler uzun vadede bizi yok eder ve zamanla yerini ışık enerjilerine bırakması gerekir. Biz insanlar her zaman hangi enerjileri kendi zihnimizin yardımıyla üretip hangilerini üretemeyeceğimizi seçme hakkına sahibiz. Bizler kendi kaderimizin tasarımcılarıyız, kendi gerçekliğimizin yaratıcılarıyız. Bu anlamda sağlıklı, mutlu kalın ve uyum içinde bir hayat yaşayın.

Leave a Comment