≡ Menü

Bir kişinin geçmişi, kendi gerçekliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Kendi günlük bilincimiz sürekli olarak kendi bilinçaltımızda derinlere kök salmış olan ve biz insanlar tarafından serbest bırakılmayı bekleyen düşüncelerden etkilenir. Bunlar çoğu zaman çözülmemiş korkular, karmik karışıklıklar, daha önce bastırdığımız ve bu nedenle sürekli olarak bir şekilde karşı karşıya kaldığımız geçmiş yaşamlarımızdan anlardır. Bu kurtarılmamış düşünceler, kendi titreşim frekansımız üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve kendi ruhumuza defalarca yük oluşturur. Bu bağlamda kendi gerçekliğimiz kendi bilincimizden doğar. Yanımızda ne kadar çok karmik bagaj veya zihinsel sorun taşıyorsak, daha doğrusu bilinçaltımıza ne kadar çok çözümlenmemiş düşünce yerleşiyorsa, kendi gerçekliğimizi yaratmamız/şekillendirmemiz/değiştirmemiz o kadar olumsuz etkilenir.

Kişinin kendi geçmişinin etkileri

Geçmiş artık yokBu bağlamda bilinçaltımızda çok çeşitli düşünce süreçleri yerleşiktir. İnsanlar genellikle sözde programlama veya koşullanma hakkında konuşmayı severler. Bu bakımdan programlama, kişinin kendi kendine empoze ettiği çeşitli inançları, inançları ve düşünceleri birleştirir. Kendi hayatımızdaki olayları önemli ölçüde etkileyen olumsuz düşünceler. Bu olumsuz programlar bilinçaltımızda uykudadır ve sürekli olarak kendi davranışlarımızı etkiler. Hatta çoğu zaman bizi kendi huzurumuzdan bile yoksun bırakıyorlar ve kendi odak noktamızı yeni, pozitif yönelimli bir bilinç durumunun yaratılmasına değil, mevcut, negatif yönelimli bilinç durumunun devamına yönlendirmemizi sağlıyorlar. Kendi konfor alanımızdan çıkmakta, yeni şeyleri kabullenmekte ve eski şeyleri bırakmakta zorlanırız. Bunun yerine, kendi olumsuz programlarımızın bizi yönlendirmesine izin veririz ve sonuçta kendi fikirlerimize uymayan bir hayat yaratırız. Bu nedenle kendi olumsuz programlarımızla yeniden ilgilenmemiz ve onu yeniden çözmemiz önemlidir. Bu süreç, pozitif yönelimli bir bilinç durumu yaratmak için bile gereklidir. Bunu yapabilmek için kendi geçmişimizle ilgili bazı temel şeyleri anlamak önemlidir.

Geçmiş ve gelecek yalnızca zihinsel yapılardır. Her ikisi de yalnızca düşüncelerimizde mevcuttur. Ancak her iki zaman da mevcut değildir. Kalıcı olarak var olan tek şey şimdiki zamanın gücüdür!!

Örneğin önemli bir içgörü, geçmişimizin artık var olmadığıdır. Biz insanlar sıklıkla kendi geçmişimizin bize hükmetmesine izin veririz ve geçmişimizin ya da genel olarak geçmişimizin artık var olmadığı, yalnızca kendi düşünce akışımızda var olduğu gerçeğini görmezden geliriz. Ancak her gün yaşadıklarımız geçmiş değil, şimdiki zamandır.

Her şey şu anda oluyor. Mesela gelecekteki olaylar şu anda yaratılıyor, geçmiş olaylar da şu anda yaşanıyor..!!

Mesela “geçmişte” olanlar şimdi de oluyor ve gelecekte olacaklar da şu anda oluyor. Hayata yeniden aktif olarak katılabilmek, kendi gerçekliğinizin BİLİNÇLİ bir yaratıcısı olabilmek için, bu şimdiki ana (şimdiki zamana - her zaman var olan, var olan ve olacak olan, sonsuza kadar genişleyen bir an) odaklanmak önemlidir. . Zihinsel sorunlar içinde kendimizi kaybettiğimizde, örneğin geçmiş anları, bizi suçlu hissettiren anları düşündüğümüzde, kendi yarattığımız geçmişe takılıp kalırız, ancak şimdiki andan aktif olarak güç alma fırsatını kaçırırız. Bu nedenle anın akışına katılmanız şiddetle tavsiye edilir. Geçmişinizle hesaplaşın, kendi kendinize yüklediğiniz yüklerin farkına varın ve tamamen fikirlerinizle uyumlu bir hayat yaratın. Bunu akılda tutarak sağlıklı kalın, mutlu kalın ve uyum içinde bir hayat yaşayın.

Leave a Comment